Gece Alt Islatma (Enürezis)

Nedir?
Gece idrar kaçırma veya yatak ıslatma erken çocukluk döneminde sıklıkla görülebilmektedir. Ancak 5 yaşının üzerinde ayda 2 geceden fazla istemsizce idrar kaçırılması mevcutsa buna "enürezis" denilir ve tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Yapılan çalışmalarda bu durumun sebebinin genellikle tuvalet eğitimi ile alakalı bir olmadığı altta yatan farklı fizyolojik süreçlere bağlı olarak geliştiği bildirilmektedir.
Gece alt ıslatmanın 3 ana fizyolojik nedeni bulunmaktadır; Gece uykusunun ağır olması, gece üretilen idrar miktarının fazla olması ve mesane fonksiyonel kapasitesinin yetersiz olması/mesanenin fazla çalışması olarak ifade edilebilir. Genetik bir yatkınlık söz konusudur. Hem anne hem babasında gece alt ıslatma problemi uzun süre devam etmiş ailelerin çocuklarında görülme olasılığı %80'lere kadar çıkmaktadır. Gece alt ıslatma bazen halk arasında psikolojik bir durum olarak kabul görmeye devam etse de aslında bu oran %5’ten fazla değildir. Bu sebeplerin haricinde idrar yolu enfeksiyonları, diyabetis mellitus (şeker hastalığı), anatomik bazı bozukluklar, obesite, uyku apnesi gibi durumlar da gece alt ıslatmanın sebebi olabilir.
Gece idrar kaçıran çocukların uykularını inceleyen çalışmalarda çocukların uyku kalitelerinin, gece idrar kaçırmayan akranlarına göre bozulduğu gösterilmiştir. Yapılan çalışmalarda gece idrar kaçırma ile uyku apnesinin gelişmesi (solunum yolunun tıkanması) arasında yakın bir ilişki bulunmuştur. Bu nedenle sanılanın aksine gece idrar kaçıran çocukların uykusunun solunum problemleri nedeniyle bölünmesi uyku kalitelerini bozmaktadır. Birçok ebeveyn çocuklarının gece uykularının çok derin olduğu nedeniyle idrar kaçırdıklarına inanmaktadırlar. Ancak çocukların asıl sorunun uyku sırasında mesane ile beyin arasındaki iletişim probleminden kaynaklı olduğu bilinmektedir.
Çocuklarda sürekli devam eden horlama, uyku apnesi, geceleri aşırı terleme, uyku sırasında ağızdan solunum gibi şikayetlerin varlığında çocuk ürolojisi hekiminin detaylı ürolojik araştırma sonrasında kulak burun boğaz hekimi tarafından da değerlendirilmesi istenebilir. Bunun yanı sıra çocuklarda obezite (aşırı kilo) ve/veya alerjik atakların varlığı da gece idrar kaçırma ile ilişkilendirilebilmektedir. Bu gibi durumlarda çocuk ürolojisi hekiminin detaylı araştırılması sonrasında ilgili branş hekimleri ile multidisipliner tedavi planlamaları yapılarak sürecin yönetilmesi değerlidir.
Gece idrar kaçırma nedenlerinin %95'inden fazlası organik nedenler olarak kabul edilse de %5 civarında hastada psikolojik nedenler olabilir. Bir çocukta tuvalet eğitiminden hemen sonrasında 6 ay ve daha uzun bir süre boyunca hiçbir gece kaçağının olmadan bir süre sonrasında başlaması söz konusu olduğu durumlarda psikolojik veya davranışsal bir neden aranmalıdır. Bunun dışında bir çocuk tuvalet eğitimini tamamlamasından itibaren geceleri kuru kalamıyor ise ürolojik kaynaklı nedenler düşünülmelidir. Bu nedenle çocuğun ne zamandan itibaren gece idrar kaçırma probleminin olduğunun tespit edilmesi önemlidir.
Psikolojik nedenlere bağlı idrar kaçırmalarında aile içerisindeki değişiklikler (örneğin, boşanma, taşınma, yeni bir kardeşin doğması, vefat vb.), okul stresi, akran ilişkilerindeki problemler ve buna benzer çocuklar üzerinde stres ve kaygı oluşturabilecek durumlar araştırılmalıdır. Bunun yanı sıra çocuğun yaşadığı travmatik olaylar ve süreçler (cinsel ve/veya fiziksel travmalar), şiddet, zorbalık gibi durumların da gece idrar kaçırmaya neden olabileceği unutulmamalıdır. Bilimsel çalışmalarda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) teşhisi almış çocukların gece idrar kaçırma şikayetlerinin daha şiddetli seyredebileceği ve bazen de tedaviye daha dirençli olabilecekleri bildirilmektedir. Bu gibi durumlarda çocuk üroloğunun tedavisinin yanı sıra psikolojik destek tedavileri de eklenerek sürecin daha hızlı ve güvenli bir şekilde yönetilmesi hedeflenmelidir.
Çoğu zaman (%90) çocuklar psikolojik nedenlere bağlı olmasa da, gece alt ıslatma tedavi edilmediği takdirde çocuk üzerinde psikolojik etkilenmelere yol açabilir. Çocukların gece idrar kaçırmaları onların kendilerini güvende hissetmemelerine, içe kapanmalarına, sosyal izolasyona gitmelerine, akrabalarda ve arkadaşlarında yatıya kalmamalarına ve hatta sürekli gece idrara kaldırılmaları nedeniyle uykularının bölünerek uykusuz kalmalarına, sabahları yorgun ve daha kızgın uyanmalarına ve doğrudan akademik başarılarının da negatif yönde etkilenmelerine neden olmaktadır. Bu nedenle çocukların bir süre sonra ürolojik problemlerinin yanı sıra ruhsal alanlarda da zorluk yaşamaya başlayabileceği unutulmamalıdır. Sürecin daha karmaşık ve tedavinin daha uzun sürmemesi amacıyla çocukların erken dönemde tedaviye alınması oldukça değerlidir.
Gece alt ıslatma şikayetinin kalıtsal bir yönü vardır. Ebeveynlerden veya yakın akrabalarından hiçbiri yatak ıslatma sorunu yaşamamışsa, çocuğun yatağını ıslatma olasılığı %15'tir. Ebeveynlerden biri veya yakın akrabaları yatak ıslatma sorunu yaşamışsa, yatak ıslatma olasılığı %44'e yükselir ve her iki ebeveynin de benzer öyküsünün olması durumunda olasılık %77'ye yükselebilmektedir. Ancak, genetik açıdan bakıldığında, yatak ıslatma karmaşık ve birden farklı neden bağlı olarak gelişen ürolojik bir rahatsızlıktır. Bu anlamda “Amcasında da yatak ıslatması vardı, teyzesi de 10 yaşına kadar kaçırmıştı, bizim ailede genetik, kendiliğinden geçer, zamana bırakalım, ne yaparsak yapalım genler nedeniyle çözülemez” şeklinde düşünülmemeli ve tedavisi mümkün olan bu ürolojik problem için çocuk üroloji branşlarından destek alınmalıdır.
Gece idrar kaçırma çocuklarda nispeten sık görülen bir şikayettir, 7 yaş grubundaki çocuklarda %5-10 ve ergenlerde ise görülme sıklığı %1-2 iken yetişkinlerin %0,5-1'i hala yataklarını ıslatmaya devam ettiği bilimsel çalışmalarla ortaya konmuştur.
Cinsiyete göre görülme sıklığı arasında fark bulunmakla birlikte erkek çocuklarında kız çocukların göre 2 kat daha fazla karşılaşılmaktadır.
Alt ıslatma her yıl kendiliğinden %15 oranında düzelmeyle devam eden bir durum olduğu ancak tedavi edilmeksizin kendiliğinden düzelme oranın da düşük seyrettiği bildirilmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalarda yedi yaşında yatak ıslatan 100 çocuktan yedisinin yetişkinliğe kadar yatak ıslatmaya devam edeceği bildirilmektedir. Bunun yanı sıra tedavi almayan çocukların ilerleyen yaşlarda gece yatak ıslatma şikâyeti ortadan kalksa bile farklı ürolojik problemleri yaşam potansiyelinin sağlıklı akranlara göre daha fazla olabileceği de bildirilmektedir.
Gece alt ıslatma şikayetinin tedavi alınmaksızın kendiliğinden ne zaman biteceği bilinmemekle birlikte ergenlik ve hatta yetişkinlik dönemine kadar süren bir durum olarak da devam edebilmektedir. Bu nedenle çocukların gelişimsel süreçlerini gerek psikolojik gerekse akademik olarak negatif etkileyen bir durumun tedavisiz bırakılması veya tedavisinin ertelenmesi yanlış bir tutum olacaktır.
Uluslararası Çocuk Kontinans Derneği ve Avrupa Üroloji Derneği’nin son yayınlanan kılavuzlarına göre 5 yaşından büyük çocuklarda ayda iki kereden fazla yattığı yerin tamamını veya tamamına yakın alanını ıslatacak derece gece idrar kaçırması var ise mutlaka çocuk üroloji bölümleri tarafından değerlendirmeye alınmaları ve tedavi edilmeleri önerilmektedir. Şayet çocuğunuz 5 yaşın altında ise gece mesane kontrolü açısından henüz fizyolojik ve nörolojik olarak gelişimini tamamlamamış olabilir. Ancak gece idrar kaçırmasının altta yatan başka rahatsızlıkların habercisi olabileceği nedeniyle yine de mutlaka ilgili hekim tarafından değerlendirilmelidir. Bu nedenle erken teşhis açısından ebeveynlerin bu konudaki farkındalıkları arttırılması önemlidir.
Öncelikle gece idrar kaçırmanın nedeni ve ciddiyeti ilgili hekim tarafından değerlendirilmelidir. Bu anlamda alanında uzman çocuk ürolojisi hekimi tarafından detaylı hikâye ve fizik muayene oldukça değerlidir. Detaylı hikâye alımında tıbbi geçmiş (kullanılan ilaçlar, geçirilen cerrahiler, ilişkili sağlık problemleri vs.), işeme ve dışkılama alışkanlıkları, yeme-içme alışkanlıkları, tuvalet eğitimi, eşlik eden uyku sırasındaki solunum problemleri ve psikolojik problemlerin varlığı detaylıca sorgulanmalıdır. Fizik muayenede genital anatomik yapılar, mesanenin kontrolünü sağlayan sinir kuşaklarının geçtiği bel bölgesi kontrol edilerek gerekli görülen durumda MR istemi yapılabilmektedir.
- İdrar tahlili ve idrar kültürü olası bir idrar yolu enfeksiyonu şüphesi duyulur ise idrar tahlili ve kültürü hekiminiz tarafından istenilerek değerlendirmeye alınabilir.
- Kan tahlili enfeksiyonların değerlendirilmesi, metabolik bozukların araştırılması, hormonal dengesizliklerin kontrolü ve böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi amacıyla çocuk ürolojisi uzmanı tarafından istenebilir.
- Böbrek ve mesane ultrasonografisi uygulanması klinik şartlarında oldukça kolay ve pratik bir görüntüleme tekniği olup böbreklerdeki büyümenin (hidronefroz) olup olmadığı bunun yanı sıra anatomik değişikliklerin (örneğin kistik yapılar) olup olmadığı konusunda hekime bilgi verir. Aynı zamanda mesanede işeme sonrasında kalan idrarın ve mesane duvar kalınlığının tespit edilmesinde de kullanılmakta olup rektumda kabızlığı düşündürecek dışkı kitlesinin varlığının tespit edilmesinde de kullanılmaktadır.
- İşeme testi (idrar akış testi / üroflowmetri) mesanenin boşaltımı hakkında hekimlere bilgi veren uygulanması çok basit ve kolay bir diğer yöntemdir. İşeme testi çocukların sıkışıklık hissiyatı geldiğinde özel sensörlü klozet görünümü bilgisayar sistemli bir kabın içerisinde tuvaletini yaparak gerçekleştirilmektedir. İşlem sırasında vücudun içerisine giren herhangi bir tıbbi ekipman olmayıp, ağrısız, acısız ve genellikle çocuklar tarafından oldukça eğlenceli olarak değerlendirilen bir testtir.
- Mesane günlüğü (2 günlük işeme günlüğü) idrar kaçıran çocukların değerlendirilmesinde ilgili sağlık uzmanlarına detaylı bilgi veren çok önemli bir değerlendirme ölçeğidir. Çocuğun günde kaç defa idrara gittiğini, her gidişte ne kadar idrar yaptığı (cc veya ml), şayet gece idrar kaçırmasına eşlik eden gündüz idrar kaçırması da var ise kaç defa idrar kaçırdığı ve içtiği sıvının türü ve miktarını hakkında bilgi vermektedir. Tek başına dolduramayan çocukların ebeveyn eşlikli doldurması önerilmektedir. Günlük doldurulurken çocuğa karışılmadan istediği miktarda sıvı tüketmesine ve tuvalete gitmesine izin verilerek en doğal şekilde bilgi toplanmasına özen gösterilmektedir. DryKids® ‘e ait 2 günlük mesane günlüğüne tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Bağırsak günlüğü (7 günlük dışkılama günlüğü) çocukta kabızlık şüphesinin varlığında bir hafta boyunca dışkılama saatinin tutulduğu ve dışkının şeklinin nasıl olduğunun kayıt altına alındığı çocuklar tarafından genellikle eğlenceli olarak tanımlanan bir test olup çocuğun bağırsak hareketliliği hakkında ilgili sağlık uzmanlarına detaylı bilgi veren bir günlüktür. Şayet çocuğun dışkı kaçırma şikâyeti de var ise günlükte ilgili bölüme not düşülerek kayıt tutulmalıdır. DryKids® ‘e ait 7 günlük bağırsak günlüğüne tıklayarak ulaşabilirsiniz.
- Yatak ıslatma takip günlüğü (30 günlük yatak ıslatma günlüğü) çocuklarda gece yatak ıslatmanın sıklığını ve şiddetini takip edebilmek için düzenlenen kuru ve ıslak gecelerin takip edildiği bir günlüktür. Verilen tedavilerin etkinliğinin belirlenmesi ve sürece çocuğun da farkındalıkla birlikte dahil edilmesini amaçlanmaktadır. Tedavide alarm tedavisinin eşlik ettiği durumlarda alarmın çaldığı saat, çocuğun yatış ve kalkış zamanı ayrıca idrar kaçırmanın miktarı da günlükte kaydedilmelidir. Günlük doldurulurken çocuğun gece idrara kaldırılmaması gerekmektedir. Daha küçük çocukların tedaviye katılımını arttırmak için kuru ve ıslak gecelerin boyanarak doldurulduğu güneş ve bulut ikonları günlükte yer alabilmektedir. Böylece çocuğun sürece daha eğlenceli bir şekilde katılması ve tedaviye olan bağlılığın arttırılması hedeflenmelidir. DryKids® ‘e ait yatak ıslatma takip günlüğüne ulaşabilirsiniz.
Pediatrik üroloji uzmanları çocuğun yaşına, şikayetlerine ve klinik durumuna bağlı olarak uygun testleri belirleyerek sonuçlarının değerlendirir en iyi tedavi yaklaşımını planlar.
Gece idrar kaçırmanın tedavisi eşlik eden şikayetler, altta yatan nedenler, idrar kaçaklarının şiddetine ve miktarına bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. Her çocuğun tedavisin kendine özgü ve aile dinamiğine uygun şekilde planlanması sürecin başarılı bir şekilde tamamlanması için oldukça değerlidir. Herhangi bir olası tedavi seçeneği uygulamadan önce, sorunu açıklığa kavuşturmak için yatak ıslatma durumunu çocuğa, ebeveynlere ve bakım verenlere açıklamak son derece önemlidir. Ebeveynler, yatak ıslatan çocukları için tıbbi yardım almaya teşvik edilmeli ve yatak ıslatmanın çocuğa ve ebeveynlerin yaşam kalitesine olan olumsuz yönde etkileri konusunda eğitim verilmelidir. Unutulmamalıdır ki sürecin yönetilmesinde çocuğun ve ailenin motivasyonun devamının sağlanması oldukça değerlidir.
- Üroterapi Eğitimi (Sağlıklı Mesane & Bağırsak Eğitimi) çocukta ve ailede davranış değişikliklerini hedefleyen alanında uzman fizyoterapistler tarafından verilen bir eğitimdir. Eğitimin içeriğinde doğru tuvalet postürü, sağlıklı yeme-içme davranışları, yaşına uygun sıvı tüketimi, mesane ve bağırsağın sağlıklı boşaltım teknikleri, işeme saatlerinin belirlenmesi (zamanlı işeme) vb. alışkanlıkların uygulamalı anlatımı gösterilmektedir. Çocuğun yatmadan önce aşırı sıvı tüketimin önüne geçilmesi ve sıvı tüketiminin yaşına uygun şekilde gün içerisine yayılmasına dikkat edilmesi önemlidir. Çocuklarda iyi uyku kalitesini sağlamak için, yatmadan önce elektronik cihazların kullanımının sınırlandırılması bilimsel çalışmalarla ortaya konmuştur. Eğitimlerin içeriği her çocuğun şikâyeti ve ihtiyacına göre farklılık göstermektedir.
- Gece Yatak Islatma Alarm Tedavisi ıslanmasıyla beraber ses ve titreşim veren özel bir cihazın kullanımına dayanmaktadır. Bu terapötik yaklaşımın amacı, çocuğun sesli veya dokunsal olabilen alarmla kendi başına ya da bir bakım verenin yardımıyla uyanmasını sağlamaktır. Böylece zamanla çocuğun mesanedeki idrarın doluluğunu algılama eşiği değişerek idrarı tutabilmesi veya sıkışıklık hissi geldiğinde kalkıp tuvalete idrar yapabilme becerisinin kazanılması hedeflenmektedir. Hiç tedavi almayan çocuklara kıyasla gece alarm tedavisi alan çocukların gece idrar kaçırma oranlarında daha iyi bir iyileşme bulunmuş olup tekrar idrar kaçırmaya başlama oranlarının da daha düşük olduğu bildirilmektedir. Alarm tedavisiyle önerilen tedavi süresi belirsizliğini korumaktadır ve 8-12 hafta (Uluslararası Çocuk Kontinans Derneği) ile 16-20 hafta arasında değiştiği bilinmektedir. Çocuğun alarm tedavisinde aktif bir rol oynaması, devam etmeye istekli olması, tedavi yönteminin amacını anlaması son derece önemlidir.
- İlaç Tedavileri idrar kaçırmanın şekli, şiddeti ve miktarına göre ilgili branş hekimi tarafından reçete edilmelidir. Gece idrar kaçırmada sıklıkla gece idrar üretiminin azaltılması amacıyla verilen antienüretik etkiye sahip ilaçlar reçete edilmektedir. Şayet çocuğun gece artmış bir mesane aktivitesi var ise mesanenin fazlaca kasılmasını engelleyen antikolinerjik ilaçlar ile kombine tedaviler yapılabilmektedir.
- Pelvik Taban Kas Rehabilitasyonu pelvik taban kasları olarak adlandırılan halk arasında leğen kemiği olarak bilinen pelvisin iç kısmında bulunan işeme ve dışkılamadan sorumlu kasların yeniden eğitilmesini sağlayan alanında uzman fizyoterapistlerce uygulanan bir yöntemdir. Belirli nedenlere bağlı olarak işleyişi bozulan pelvik taban kaslarına verilen eğitimler sayesinde çocukların sağlıklı bir şekilde idrar tutabilmeleri ve mesaneden gelen acil idrar yapma hissiyatına karşı gelebilme becerileri arttırılmaktadır. Pelvik taban rehabilitasyonu içerisinde masaj teknikleri, diyafram solunum eğitimi, biofeedback eşlikli pelvik taban kas egzersizleri, stabilizasyon egzersizleri, nöromodülasyon teknikleri vb. uygulamalar yer almakta olup. Alanında uzman fizyoterapistler eşliğinde pelvik taban kas rehabilitasyonu uygulanmaktadır.
- Tamamlayıcı Tedaviler hipnoz, psikoterapi, akupunktur, kiropraktik ve şifalı bitkiler gibi tedavilerin gece yatak ıslatma tedavisinde etkili bir fayda sağlamadığını yüksek kaliteli bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir.
Gece idrar kaçıran çocuğun şikâyetlerine uygun tedavideki yaklaşımı belirlenirken yukarıdaki seçeneklerden biri veya birden fazlası tedavi planına dahil edilmesi gerekebilmektedir. Burada önemli olan çocuğun ve ailenin önerilen tedaviye katılımının ve devamlılığının sürdürülmesi oldukça değerlidir.
Tedavisi ertelenen veya normal kabul edilip kendiliğinden geçmesi beklenen gece idrar kaçırmalar bir süre sonra çocuğun psikolojisini etkileyerek çocukta özgüven kayıpları, benlik saygısında azalma, sosyal izolasyon, içe kapanıklık, öfke, kaygı, üzüntü vb. duygusal problemlerin ortaya çıkmasına neden olarak problemin büyümesine ve çözümünün daha karmaşık bir hale gelmesine neden olabilmektedir.
Gece idrar kaçıran çocukların gece boyunca yatak ıslatmamaları için ebeveynleri tarafından tuvalate kaldırılmaları uykularının bölünmesine neden olabilmekte ve asıl sorunu çözmemektedir. Bu nedenle bu hastaların uzman hekimler tarafından tedavisinin sağlanması gereklidir.