Veziko Üretral Reflü (VUR)

Nedir?

Vezikoüreteral reflü (VUR), idrarın mesaneye geldikten sonra böbreklere doğru geri kaçması durumudur. Normalde idrar, böbreklerde üretilir ve üreter adı verilen ince tüpler aracılığıyla mesaneye doğru akar. Ancak VUR’da bu akış tersine döner ve idrar, mesaneden tekrar üreterlere ve oradan da böbreklere doğru ilerler.

Bu durum en sık bebeklerde ve çocuklarda görülür. Bazı çocuklar VUR ile doğar (doğuştan gelir), bazı çocuklarda ise yanlış tuvalet alışkanlıkları ve davranışları nedeniyle zaman içinde mesanenin tam boşaltılamaması gibi nedenlerle gelişebilmektedir.

VUR, böbreklere geri kaçan idrarla birlikte mikrop taşınmasına neden olabilir. Bu da çocuklarda tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarına yol açar. İdrar yolu enfeksiyonları tedavi edilmezse böbreklerde kalıcı hasara neden olabilmektedir.

Nedenleri nelerdir?

VUR, temel olarak iki gruba ayrılır: birincil (primer) ve ikincil (sekonder). Her birinin nedenleri farklıdır:

Birincil (Primer) VUR

  • Doğuştan (konjenital) gelişim bozukluğu: Üreterin mesaneye bağlandığı yerdeki kapakçık sistemi tam gelişmemiştir. Bu nedenle mesanedeki idrar, kolayca böbreğe geri kaçar ve en sık görülen VUR türüdür.

İkincil (Sekonder) VUR

  • Mesanenin tam boşalamaması: Mesanede kalan idrar, zamanla basınç oluşturur ve idrarın yukarı doğru kaçmasına neden olabilir.
  • İdrar yollarında tıkanıklıklar: Üreter ya da üretra (idrar çıkış yolu) gibi bölgelerdeki daralmalar veya tıkanıklıklar, idrarın akışını zorlaştırır ve geri kaçmasına yol açabilir.
  • Nörojen mesane (sinir sistemi kaynaklı mesane sorunları): Spina bifida gibi bazı nörolojik durumlar mesane kaslarının düzgün çalışmasını engelleyebilir. Bu durum da VUR’a zemin hazırlayabilmektedir.
  • İdrar yolu enfeksiyonları sonrası gelişen reflü: Özellikle sık geçirilen enfeksiyonlar, idrar yollarında hassasiyet ve bozulma yaratabilir, bu da reflüye neden olabilir.
  • Kabızlık: Sürekli kabızlık, pelvik bölgedeki basıncı artırarak mesanenin boşalmasını zorlaştırabilir ve VUR riskini artırabilir.
  • Pelvik taban disfonksiyonları: Gerilim altında ve gerginliği artmış pelvik taban kasları idrarın vücuttan atılmasını zorlaştırarak mesanede idrar kalmasına neden olmaktadır. Mesanede işeme sonrasında kalan idrar basınçla birlikte böbreklere kaçarak VUR’a neden olabilmektedir.
Ne kadar sık görülmektedir?

VUR, çocukluk çağında oldukça sık görülen ürolojik bir durumdur. Özellikle idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda VUR görülme olasılığı daha yüksektir. Sağlıklı çocuklarda görülme olasılığı %1 iken tekrarlı idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda bu oran %30-50’ye yükselmektedir. Kız çocuklarında görülme olasılığı erkek çocuklarına oranla daha yüksek olmakla birlikte yenidoğan dönemde erkek çocuklarında görülme olasılığı daha yüksektir.

VUR semptomları nelerdir?

VUR, bazı çocuklarda hiçbir belirti vermezken, bazılarında tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarıyla kendini gösterebilir. Özellikle bebek ve küçük çocuklarda belirtiler fark edilmesi zor olabilir.

Çocuklarda VUR’un en sık görülen belirtileri:

  • Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları (İYE)
  • İdrar yaparken yanma veya ağrı
  • Sık idrara çıkma veya idrarı tutamama
  • Ateş (nedeni bilinmeyen, özellikle 38°C üstü)
  • Kötü kokulu veya bulanık idrar
  • İdrarda kan görülmesi (hematuri)
  • Karın, bel veya yan ağrısı

Bebeklerde daha belirsiz belirtiler olabilir:

  • Huzursuzluk, iştahsızlık
  • Gelişme geriliği
  • Açıklanamayan yüksek ateş
  • Sürekli ıslak bez (idrar kaçırma dışında)

Daha büyük çocuklarda:

  • Gündüz veya gece alt ıslatma (özellikle tuvalet eğitimi tamamlandıysa)
  • Mesaneyi tam boşaltamama hissi
  • Tuvalet sonrası tekrar tuvalete gitme ihtiyacı
  • Böbrek bölgesinde ağrı ve hassasiyet
Değerlendirme için hangi tetkik ve testlere ihtiyaç vardır?

Çocuğunuzda VUR olup olmadığını anlamak için sağlık profesyonelleri çeşitli testlerin uygulanmasını sizden isteyebilir. Tanı süreci, çocuğunuzun idrar yollarının sağlıklı çalışıp çalışmadığını değerlendirmek için oldukça değerlidir.

İşte bu süreçte kullanılan başlıca yöntemler şu şekildedir:

  • İdrar Tahlili: İlk adım genellikle idrar yolu enfeksiyonu olup olmadığını anlamak için yapılan idrar testidir. Çünkü VUR'lu çocuklarda oldukça sık idrar yolu enfeksiyonu görülmektedir. 
  • Böbrek ve Mesane Ultrasonu: Bu görüntüleme testi, yüksek frekanslı ses dalgaları kullanarak böbrek ve mesanenin yapısını inceler. Ultrason görüntülemesi sayesinde mesane ve böbreklerde yapısal bir anormallik olup olmadığı kontrol edilir. Ultrason aynı zamanda gebelik sürecinde anne karnındaki bebekte böbreklerde şişlik (hidronefroz) olup olmadığını tespit etmek amacıyla da kullanılan güvenli bir yöntemdir. Anne karnında görülen hidronefroz primer VUR’ a işaret olabilir.
  • Voiding Sistoüretrografi (VCUG) – İşeme Sistografisi: Bu özel röntgen yöntemi, mesane dolu ve boşken idrar yollarının nasıl çalıştığını gösterir. İnce, esnek bir kateter yardımıyla mesaneye kontrast madde (özel boya) verilir. Daha sonra çocuğunuz idrarını yaparken mesane ve üretra X-ray ile görüntülenir. Bu test, VUR  olup olmadığını net bir şekilde gösteren en güvenilir yöntemlerden biridir.
  • DMSA (Dimercaptosuccinic acid) sintigrafisi: böbreklerde kalıcı hasar olup olmadığını gösteren özel bir nükleer tıbbî görüntüleme testidir. Özellikle tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda böbrek dokusuna zarar gelip gelmediğini anlamak için kullanılır. Testte radyoaktif bir madde damar yoluyla verilir ve böbreklerin görüntüsü alınır. Bu test sayesinde, böbreklerin ne kadarının sağlıklı çalıştığı detaylı şekilde anlaşılmaktadır.
VUR nasıl tedavi edilir?

Tedavi planı çocuğun yaşı, reflünün derecesi, enfeksiyon geçmişi ve böbreklerin etkilenme durumuna göre belirlenir. Amaç, böbrekleri korumak ve tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarını önlemektir.

İzlem (Takip)

  • Düşük dereceli VUR'lu birçok çocuk yaş ilerledikçe bu durumu kendiliğinden atlatabilir.
  • Bu çocuklar düzenli aralıklarla ultrason, idrar tahlili ve gerekirse VCUG gibi görüntüleme yöntemleriyle takip edilir.

Koruyucu Antibiyotik Tedavisi

  • Özellikle küçük çocuklarda veya tekrarlayan enfeksiyon riski olanlarda kullanılır.
  • Amaç, idrar yolu enfeksiyonlarını önlemektir.
  • Bu tedaviye "profilaktik antibiyotik tedavisi" denir ve genellikle geceleri tek doz olarak verilir.

Davranışsal ve Fonksiyonel Destek

  • Mesane eğitimi, yeterli sıvı alımı, tuvalet alışkanlıklarının düzenlenmesi ve kabızlıkla mücadele gibi destekler tedavinin temelidir.
  • Eğer mesane boşaltımı düzgün değilse, pelvik taban rehabilitasyonu önerilebilir.

Cerrahi Müdahale

  • VUR’un ileri dereceli olduğu, böbreklerde hasarın başladığı ya da medikal tedavilere rağmen enfeksiyonların devam ettiği durumlarda tercih edilir.
VUR’un tedavisi ertelenir veya tedavi edilmez ise ne olur?

VUR zamanında teşhis edilip tedavi edilmezse, çocuğun böbrek sağlığı ciddi şekilde etkilenebilir. Tedavinin gecikmesi, sadece idrar yolu enfeksiyonlarının tekrarlamasına değil, aynı zamanda böbrek dokusunda kalıcı hasarlara da yol açabilir.

Tedavi edilmediğinde ortaya çıkabilecek durumlar:

  • Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları (İYE): En sık görülen durumdur. Bu enfeksiyonlar zamanla böbreklere yayılabilir.
  • Piyelonefrit (böbrek enfeksiyonu): VUR’lu çocuklarda İYE, sadece mesanede kalmayıp böbreklere ulaştığında ateşli ve ciddi enfeksiyonlar gelişebilir.
  • Böbrek skarı (iz oluşumu): Tekrarlayan enfeksiyonlar böbrek dokusuna zarar verebilir. Bu hasar geri dönüşsüzdür ve zamanla böbrek fonksiyonlarını azaltabilir.
  • Yüksek tansiyon (hipertansiyon): Böbrek skarları, ileriki yaşlarda tansiyon problemlerine yol açabilir.
  • Böbrek yetmezliği riski: Nadir olmakla birlikte, ileri derecede ve uzun süreli VUR, her iki böbrekte de fonksiyon kaybına neden olabilir.
  • Gelişim geriliği: Sürekli enfeksiyon ve ateş atakları, özellikle küçük yaşlardaki çocuklarda büyüme ve gelişmeyi olumsuz etkileyebilir.